Çocuk Da Yaparım, Ralli De !
Bir cümle alır götürür beni…
Çocuğunuzun ilk cümlesini hayal eder miydiniz? İlk kelimeyi herkes kendine yontarak hayal ediyor. Olmasını arzu ettiği gibi. Ehh az çok ses gelişiminden tahmin de ediliyor. De de de, ba ba ba tekrarlanan sesler sonunda anne, baba, nene, dede… en yakın çevresindeki iletişimde olduğu kişilerden biri çıkıveriyor. Sonra cisimler mama, düt, fuu…
fakat ilk cümleyi kestirmek biraz güç.
Çocuk açısından bakınca önce kelimeler birikip bir araya geliyor sonra cümleler sıralanıp konuşma sökülecek. Erkekler kızlara göre daha geç konuşuyorlar; 25 aylık oğlum Kaan kağıt üzerinde öngörülen gelişime göre biraz daha ileriden giderek kelimelerini biriktirdi. Şimdi cisimleri Türkçe veya Kaan’ ca adlandırarak derdini anlatıyor.
Kaan ın ilk cümlesi ne olabilirdi? İçimi eriten ve kendi hissine göre arada sarılırken söylediği “annemmmm” in arkasına bir “canımsın” gelebilir miydi ki? Yok o kadar da değil! "Annemmm gel" mesela: öyle olsa bu hemen bir ilk cümle olurdu. Hem de anneye; nükleer yakıtın icadına gerek kalmadan tüm araçları itebileceği enerjiyi verebilecek bir cümle. Ayrı ayrı kullandığı atta- gitti bir araya gelir miydi ya da datal (çatal) düştü? Yok bunların hiçbiri değil bir araya gelen. Kaan kendi dünyasındaki verileri sentezledi ve DÜTÜ VEERR dedi.
Dütü veeer....
Çocuk olduktan sonra sosyal hayattan kopan kişilerden olmayı hiç istemedim. Bunun için de kendime göre çıkış yolları ürettim. Yapmak istediğim veya yapılması gereken bir iş var ise “ama ben çocukluyum” diyenlerden olmadım hiç. Yapılması gereken bir iş var ve ben çocukluyum, nasıl yaparız? dedim hep.
Kaan doğduğundan itibaren, o dönem yönetiminde olduğum Klasik Otomobil Kulübü' nün tüm aktivitelerine hiç aksatmadan, hatta bazı yönetim kurulu toplantılarına dahi birlikte katıldık. Toplantılarda yedi ciddi kişi bir masanın etrafında ve bu görüntüye hiç uymayan anakucağında minicik bir bebek masanın üstünde!
Çocuğunuzun ilk cümlesini hayal eder miydiniz? İlk kelimeyi herkes kendine yontarak hayal ediyor. Olmasını arzu ettiği gibi. Ehh az çok ses gelişiminden tahmin de ediliyor. De de de, ba ba ba tekrarlanan sesler sonunda anne, baba, nene, dede… en yakın çevresindeki iletişimde olduğu kişilerden biri çıkıveriyor. Sonra cisimler mama, düt, fuu…
fakat ilk cümleyi kestirmek biraz güç.
Çocuk açısından bakınca önce kelimeler birikip bir araya geliyor sonra cümleler sıralanıp konuşma sökülecek. Erkekler kızlara göre daha geç konuşuyorlar; 25 aylık oğlum Kaan kağıt üzerinde öngörülen gelişime göre biraz daha ileriden giderek kelimelerini biriktirdi. Şimdi cisimleri Türkçe veya Kaan’ ca adlandırarak derdini anlatıyor.
Kaan ın ilk cümlesi ne olabilirdi? İçimi eriten ve kendi hissine göre arada sarılırken söylediği “annemmmm” in arkasına bir “canımsın” gelebilir miydi ki? Yok o kadar da değil! "Annemmm gel" mesela: öyle olsa bu hemen bir ilk cümle olurdu. Hem de anneye; nükleer yakıtın icadına gerek kalmadan tüm araçları itebileceği enerjiyi verebilecek bir cümle. Ayrı ayrı kullandığı atta- gitti bir araya gelir miydi ya da datal (çatal) düştü? Yok bunların hiçbiri değil bir araya gelen. Kaan kendi dünyasındaki verileri sentezledi ve DÜTÜ VEERR dedi.
Dütü veeer....
Çocuk olduktan sonra sosyal hayattan kopan kişilerden olmayı hiç istemedim. Bunun için de kendime göre çıkış yolları ürettim. Yapmak istediğim veya yapılması gereken bir iş var ise “ama ben çocukluyum” diyenlerden olmadım hiç. Yapılması gereken bir iş var ve ben çocukluyum, nasıl yaparız? dedim hep.
Kaan doğduğundan itibaren, o dönem yönetiminde olduğum Klasik Otomobil Kulübü' nün tüm aktivitelerine hiç aksatmadan, hatta bazı yönetim kurulu toplantılarına dahi birlikte katıldık. Toplantılarda yedi ciddi kişi bir masanın etrafında ve bu görüntüye hiç uymayan anakucağında minicik bir bebek masanın üstünde!
Her şey çocukla yapılabilir- onun gelişimini renklendirmek için yapılmalıdır da; tabii ki onun için uygun ortam hazırlayarak! Kantarın topuzunu kaçırmadan çocuk odaklı yaşayarak. Ailelere de bunun pratik yollarını öneriyorum hep blog yazılarımda. “Daha küçük anlamaz” diyenlere hiç inanmayın. Bu 1900'lerin başlarında kalmış eski ve çürütülmüş bir düşünceden başka bir şey değil; her şeyi bal gibi anlıyorlar ve iyi-kötü demeden hepsini ileride kullanılmak üzere kaydediyorlar.
İşte sanırım bizim bu kayıtların ilk sızıntısı “dütü veeer” diyerek başladı. Benzer bir ortamda, benzer bir tutkuyla klasik camiasında elimizde büyüyen; bebekliğini, cocukluğunu birlikte geçirdiğimiz ve genç kız- delikanlı oluşuna şahit olduğumuz çocuklarımız, aileleri ile yarışlara organizasyonlara gelmekten hala zevk alıyorlar. Demek ki küçükken ne ekersek onu biçtiğimiz doğru.
İşte sanırım bizim bu kayıtların ilk sızıntısı “dütü veeer” diyerek başladı. Benzer bir ortamda, benzer bir tutkuyla klasik camiasında elimizde büyüyen; bebekliğini, cocukluğunu birlikte geçirdiğimiz ve genç kız- delikanlı oluşuna şahit olduğumuz çocuklarımız, aileleri ile yarışlara organizasyonlara gelmekten hala zevk alıyorlar. Demek ki küçükken ne ekersek onu biçtiğimiz doğru.
|