Bölünmeyi sevmeyiz
Evet, ama bu başka
Kalabalıkların gücünün yanısıra,Küçük grupların birbirinin dertlerini anlayıp çözüme odaklanması daha kolay oluyor.
Kadın dırdırından bıkmış kocalar derneği ile başlayan İlk grup gerçekten var mıdır bilmiyorum, bununla beraber biraz araştırınca Amerika’da
Dövüş kulübü filmi seyredenlerin gözünüzün önüne hemen filmin o sahnesi gelecektir: çember şeklinde dizilmiş sandalyelerde oturan, aynı sıkıntıyı yaşamış ve derdini anlayacak kişilere kendi psikolojisini ifade etmeye çalışan kişiler birarada. Sonraki sahnede birbirinin sırtını sıvazlayan grup üyeleri, sarılarak güç vermek –almak isteyenler…
İlk zamanlarda bu "Herşeyin Derneğini Kuranlar Derneği" durumunu çok tuhaf, biraz da komik buluyordum ama şimdi küçük grupların dinamizmine, kendini en doğru şekilde ifade edebildiğine, ve daha çabuk çözüm üretebildiğine inanıyorum. Sosyal dünyanın desteği ile de artan bu en ufak çemberde bile gruplaşmanın gücüne ve gerekliliğine ikna oldum.
Avrupa’ da istanbul' dan küçük yüzölçümüne sahip bir ülkenin bile onlarca-yüzlerce klasik otomobil derneği, adım başı bir otomobil müzesi ve sonsuz aktiviteleri ve bir kişinin birden fazla gruba dahil olabildiğini düşününce Türkiye' de durumumuz hala içleracısı.
Umut var evet.
Klasik otomobil birliklerinin Türkiye’deki geçmişine baktığımızda uzun yıllar kulup sayısı: 1 dernek: 1, bağlı bulunan federasyon: 1 Hepsi parmakla gösterilirdi. Bugün durum daha iç açıcı. Neredeyse her şehirde birleşen, dernekleşen bilinçli klasik otomobil severler artıyor. Üstelik klasikçilerde gelişim öyle bir hal aldı ki sadece bir büyük çembere dahil olmak yetmediği gibi, günümüzde daha küçük fakat hedef kitlenin birebir örtüştüğü birkaç gruba daha dahil olma isteği de artıyor.
Bir Vosvos sahibini ele alırsak; hem kendi ilinin klasik otomobil derneğine, hem klasik otomobil sevenler derneğine, vosvoscular derneğine üye olabiliyor. Bunun yanı sıra aynı kişi sosyal ortamlarda vosvos parçacıları grubuna, satılık klasik grubuna vs. vs. dahil olabiliyor. Bölünme deyince ilk akla gelen anlamında değil de; bir kişinin sosyal alanda bölünmesinden pozitif bir sinerji yaratabiliyor. Birbirinin tekrarı gibi görünse de her yeni grup yeni bir kişi, yeni bir bilgi ve tecrübe barındırıyor.
Önce Klasik Otomobil Derneği derken, İstanbul- Ankara- İzmir Klasik otomobilciler, Amerikancı klasikçiler, klasik Mercedesciler, Vosvoscular, sadece geziciler, sert yarışçılar…gittikçe hedef kitleye yaklaşan halkalar... Derneklerin sayısı geçmişe oranla artmış olsa da henüz bu konuda arz ve talebin birbirini karşılamadığını görüyoruz. Sektörün hala yeni kulüplere, yeni oluşumlara ihtiyacı var üstelik bu oluşumlarda öyle bir güzellik var ki bölündükçe birbirimizi daha çok tanıyıp çoğalıyoruz.
Kadın dırdırından bıkmış kocalar derneği ile başlayan İlk grup gerçekten var mıdır bilmiyorum, bununla beraber biraz araştırınca Amerika’da
- Kedibalığı Üreticileri Kulübü
- Amerikan Fişekçilik birliği
- Amerika Sigara Sevenler Birliği
- Kurutulmuş Soğan Sarımsak Birliği' ne rastladığımı itiraf ediyorum.
Dövüş kulübü filmi seyredenlerin gözünüzün önüne hemen filmin o sahnesi gelecektir: çember şeklinde dizilmiş sandalyelerde oturan, aynı sıkıntıyı yaşamış ve derdini anlayacak kişilere kendi psikolojisini ifade etmeye çalışan kişiler birarada. Sonraki sahnede birbirinin sırtını sıvazlayan grup üyeleri, sarılarak güç vermek –almak isteyenler…
İlk zamanlarda bu "Herşeyin Derneğini Kuranlar Derneği" durumunu çok tuhaf, biraz da komik buluyordum ama şimdi küçük grupların dinamizmine, kendini en doğru şekilde ifade edebildiğine, ve daha çabuk çözüm üretebildiğine inanıyorum. Sosyal dünyanın desteği ile de artan bu en ufak çemberde bile gruplaşmanın gücüne ve gerekliliğine ikna oldum.
Avrupa’ da istanbul' dan küçük yüzölçümüne sahip bir ülkenin bile onlarca-yüzlerce klasik otomobil derneği, adım başı bir otomobil müzesi ve sonsuz aktiviteleri ve bir kişinin birden fazla gruba dahil olabildiğini düşününce Türkiye' de durumumuz hala içleracısı.
Umut var evet.
Klasik otomobil birliklerinin Türkiye’deki geçmişine baktığımızda uzun yıllar kulup sayısı: 1 dernek: 1, bağlı bulunan federasyon: 1 Hepsi parmakla gösterilirdi. Bugün durum daha iç açıcı. Neredeyse her şehirde birleşen, dernekleşen bilinçli klasik otomobil severler artıyor. Üstelik klasikçilerde gelişim öyle bir hal aldı ki sadece bir büyük çembere dahil olmak yetmediği gibi, günümüzde daha küçük fakat hedef kitlenin birebir örtüştüğü birkaç gruba daha dahil olma isteği de artıyor.
Bir Vosvos sahibini ele alırsak; hem kendi ilinin klasik otomobil derneğine, hem klasik otomobil sevenler derneğine, vosvoscular derneğine üye olabiliyor. Bunun yanı sıra aynı kişi sosyal ortamlarda vosvos parçacıları grubuna, satılık klasik grubuna vs. vs. dahil olabiliyor. Bölünme deyince ilk akla gelen anlamında değil de; bir kişinin sosyal alanda bölünmesinden pozitif bir sinerji yaratabiliyor. Birbirinin tekrarı gibi görünse de her yeni grup yeni bir kişi, yeni bir bilgi ve tecrübe barındırıyor.
Önce Klasik Otomobil Derneği derken, İstanbul- Ankara- İzmir Klasik otomobilciler, Amerikancı klasikçiler, klasik Mercedesciler, Vosvoscular, sadece geziciler, sert yarışçılar…gittikçe hedef kitleye yaklaşan halkalar... Derneklerin sayısı geçmişe oranla artmış olsa da henüz bu konuda arz ve talebin birbirini karşılamadığını görüyoruz. Sektörün hala yeni kulüplere, yeni oluşumlara ihtiyacı var üstelik bu oluşumlarda öyle bir güzellik var ki bölündükçe birbirimizi daha çok tanıyıp çoğalıyoruz.